Mehmet Altan yazdı | Basın tarihi: Diktatörün kısa biyografisi…

Geldik 2006 yılının sonuna…

Hürriyet Gazetesi’nde 2006 yılına ait bir araştırmaya rastladım.

GFK Türkiye Araştırma Şirketi, Türkiye’nin kentlerini temsilen 16 ilde bin 305 kişiye 2006 yılında dünyada ve Türkiye’de yaşanan en önemli olayları sormuş.

Katılımcıların yüzde 62’si “Saddam Hüseyin’in idam edilmesi”ni dünyanın en önemli olayı görmüş.

***
17 yıl önce idam edilen ve Türkiye’nin yarısından fazlasının ölümünü dünyanın en önemli olayı olarak gördüğü Saddam Hüseyin kimdi bir hatırlatmak istedim ve kabaca bir derleme yaptım.

***

28 Nisan 1937 tarihinde, Irak’ın Tikrit kentine 13 kilometre uzaklıkta bulunan El Avja köyünde, Elbu Nasır aşiretine mensup fakir bir ailenin bebeği olarak dünyaya geldi.

Babası henüz Saddam Hüseyin dünyaya gelmeden ölmüştü, bu sebeple annesi Saddam’ın amcası ile evlenmişti.

***

19 yaşındayken dayısı tarafından askerî akademiye girmesi için teşvik edildi ancak akademi giriş sınavlarında başarısız oldu.

Akademiye giremedi ama bir yıl sonra Baas Partisi’ne girdi.

1959 yılında Baasçıların Irak başbakanı Abdülkerim Kasım’a karşı düzenlediği başarısız suikast girişimine katıldı ve bacağından yaralandı.

Buna rağmen suikastın gerçekleştiği bölgeden uzaklaşıp önce Suriye’ye, oradan da Mısır’a kaçtı.

Sürgünde olduğu dönemde Kahire Üniversitesi’nde hukuk öğrenimine başladı.

***

Ülkesine döndüğü yıl mareşal Abdüsselam Arif’in Baasçılara karşı düzenlediği darbe sırasında tutuklandı ve birkaç yılını hapishanede geçirdi.

1967 yılında hapisten kaçarak kısa sürede yeraltındaki Baas Partisi’nin liderlerinden biri oldu; partinin genel sekreter yardımcılığına seçildi.

Arap milliyetçiliği ile Arap sosyalizminin bir karışımı Baas Partisi’nin önde gelen bir üyesi olarak bu partiyi iktidara taşıyan 1968 darbesinde anahtar rol oynadı.

***

Saddam Hüseyin 1979’da resmen Irak’ın devlet başkanı olmasına rağmen aslında bu tarihten çok daha önce de facto anlamda ülkede iktidar sahibiydi.

Sağlığı iyi durumda olmayan Cumhurbaşkanı Ahmed Hasan el Bekir’in yardımcısı olarak doğrudan kendisi tarafından yönetilen güvenlik güçleri oluşturdu.

***

1970’lerin başlarında petrol ve diğer endüstrileri millileştirdi.

1970’li yıllar boyunca petrol gelirleriyle Irak hızlı bir ekonomik büyüme yaşarken Saddam Hüseyin de devlet mekanizmaları üzerindeki otoritesini giderek sağlamlaştırdı.

Bu dönemde Irak nüfusunun yalnızca beşte birini oluşturmalarına rağmen Sünni Araplar ülke yönetiminde pek çok kilit kademeye getirildi.

Şiilere ve Kürtlere karşı kanlı sindirme eylemlerinde bulundu.

***

Irak’ta Saddam döneminde çeşitli katliamlar sonucunda ölenlerin sayısının 250.000 olduğu tahmin edilmektedir.

Ayrıca, Irak’ın, Saddam Hüseyin yönetimi altında gerçekleştirdiği İran (1980-88) ve Kuveyt (1990-91) işgalleri nedeniyle yüzbinlerce insan yaşamını kaybetti.

***

2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri başkanı George W. Bush ve Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair, Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu ve Saddam’ın El-Kaide ile ilişkileri olduğunu iddia etti.

Ardından ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Irak’ı işgal etti.

Irak’ta kitle imha silahları bulunamadı ve bu iddianın yalan olduğu anlaşıldı.

***

Harekâtın başlamasından üç hafta sonra, 9 Nisan 2003 tarihinde başkent Bağdat’ın koalisyon güçlerinin eline geçmesiyle Saddam Hüseyin iktidarı sona erdi.

Yaklaşık sekiz ay sonra yakalanan Hüseyin, Irak Geçici Hükûmeti’nce kurulan Irak Özel Mahkemesi’nde ilk kez 30 Haziran 2004’te yargıç karşısına çıkarıldı.

Başta insanlığa karşı suçlar olmak üzere cinayet, işkence ve yasa dışı tutuklama gibi bir dizi suçlamanın muhatabı oldu.

İlk olarak, 8 Temmuz 1982’de kendisine karşı düzenlenen ve başarısız olan suikast girişiminin ardından Şii kasabası Duceyil’de 148 kişinin öldürülmesinden suçlandığı davaya başlandı. Bu davada üvey kardeşi Barzan İbrahim et-Tikriti’nin de aralarında bulunduğu 7 kişi de yargılandı.

Ağustos 2006’da,1987’de Halepçe Katliamı’nda Kürtlere karşı soykırım yaptığı suçlamasıyla yargılandığı dava başladı.

***

Duceyil katliamındaki rolü ile ilgili 1980’lerde Şiilere karşı alınan ölüm cezalarını onayladığını, çünkü delillerin kendisine karşı bir suikast girişiminde bulunduklarını kanıtladığına inandığını söyledi ve Şii liderliğindeki Irak İçişleri Bakanlığı’nı binlerce Iraklıyı öldürmek ve işkence etmekle suçladı.

5 Kasım 2006’da, Duceyl’de 148 Iraklı Şiinin öldürülmesinden sorumlu tutularak idam cezasına mahkûm edildi.

30 Aralık 2006’da asılarak idam edildi.

***

Hüseyin’in naaşı, idamının ertesi günü, aralarında oğullarının da yer aldığı diğer aile üyelerinin mezarlarının bulunduğu, doğum yeri Tikrit yakınlarındaki El Avja köyünde defnedildi. Oğulları Uday ve Kusay Hüseyin’den 3 km uzağa gömüldü.

2015 yılının Mart ayında Irak güçleri ve İran’ın desteklediği Şii milisler ile IŞİD militanları arasındaki çatışmalar sırasında, daha önce türbe haline getirilmiş olan mezarı tamamen yıkıldı.

Mezarı tahrip edilmeden önce, bir Sünni aşiret grubunun, olabileceklerden korkarak cesedini gizli bir yere götürdüğü bildirildi.

***

Türkiye’nin yüzde 62’sinin ölümünü “dünyanın” en önemli olayı olarak gördüğü Saddam’ın kısa biyografisi böyle. Kanlı bir biyografi.

***

Peki aynı yıl, kamuoyu Türkiye’nin en önemli olayı olarak hangi olayı seçmiş?

Papa’nın Türkiye ziyaretini…

O yıl birçok önemli olay vardı ama bence Türklerin tarihinin en önemli başarılarından biri gerçekleşmişti. Bir Türk, ilk kez Nobel kazanmıştı.

Orhan Pamuk’un Nobel kazanması nedense bu ülkede yaşayanların büyük çoğunluğu tarafından Türkiye’nin en önemli olayı olarak değerlendirilmemiş.

Papa’nın ziyaretini daha fazla önemsemişler.

Bu da bana çok ilginç geldi.

P24’ten alınmıştır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir